12 Nisan 2012 Perşembe

... DİYE BİR ŞEY VAR 2!

        Evet arkadaşlar yine bazen acı bazen enteresan bazen komik olan gerçek tespitlerle karşınızdayım. Bu yazımda da beğeniceğinizi umduğum tespitlerle sizleri buluşturmayı amaçladım. İyi okuyun he cümle atlamayın üzmeyin beni.

         Facebook'ta ''Allah'ını seven 999.999.999 kişi bulurum'' diye bir şey var. Facebookta daha ne komik gruplar var hepsi birbirinden yarılmalık.Hayır yani o 999.999.999 kişiyi bulsan cennete mi gircen kardeş. Bulup ne yapıcan o kadar çok merak ediyorum ki. Hayır ölsen torpil falan mı geççekler sana yukarda, olayın nedir? Halı sahaya adam bul desem bulamazsın ama.
   
        ''Admin bana ulaşır mısın?'' diye bir şey var. Facebook ve gruplardan bahsedip de bu olaylardan bahsetmemek olmaz. Bu grupların adminlerinin paylaşımlarının altında ''Admin bana ulaşır mısın'' yazan arkadaş sana sesleniyorum neyin kafasındasın? Nedir amacın? Hadi ulaştı peki ne dicen. Ulan okulda hoca anlamadığınız bir yer varsa sorun arkadaşlar dediğinde sen o konuyu hiç anlamadığın halde hocaya hiçbir şey sormuyosun ama. Hocansan çekiniyosun da o adminden mi çekinmiyosun. Bu yazıların sonu gelmez. Adminlerin ulaşın şunlara artık.
   
       Ronaldo'nun baldırı diye bir şey var. Bu adam o golleri atınca artık baldırını açıp duruyor çünkü hayvan gibi çalışıyor adam. Bu baldırı çıplağın o kadar çalışmasına rağmen son 3 yıldır Messi, en iyi oyuncu seçilip Altın Top'u tutuyor. Ronaldo'da 3 yıldır 'I am Cristiano Ronaldo. I use clear for man.'' diyip şampuanı tutuyor. Olmayınca olmuyo hacı. O yakaları da indir artık ne lan o apaçi gibi. Sen var ya faça şahine binip gezsen şaşırmam he. Senin facebookun falan olsa kesin aynadan fotograf çekinip böyle tepeden çaprazdan falan gözlüklü olcak tabi bir de o önemli, duyqusal jhojuk diye albüm adı altında fotoğraflarını paylaşırdın heralde.

      Tivorlu İsmail diye bir şey var ki sormayın. Son aylarda kendisinden ve hela vela vel vela adlı klasikleşmiş parçasından çok söz edilir oldu. Bu abimiz bence eurovisiona katılmalı tam eurovision ruhunda bir parça yapmış. Gerek sözleri gerek o şarkı boyunca hiç değişmeyen melodisi gerekse dansı ve çok da ufak olsa da yaptığı brütal vokal gerçekten mükemmel. Başarılarının devamını dilerim abi.

      Sohbet tadında yazdığım bu yazıyı böyle sohbet ediyomuş gibi okuyun he. Kendinize cici bakın diye bir şey var bu nasıl bir söz ya kahretsin. Hadi ben kaçar.

11 Nisan 2012 Çarşamba

... DİYE BİR ŞEY VAR!

         Bu gece konu başlığı olarak kendime bunu seçtim. Evet şimdi içeriğe dalayım şu giriş kısımları beni hep sıkan bölümler olmuştur zaten lisedeki kompozisyon yazmasından kalma bir sıkıntı bu bende. Hep çok basit ya da çok saçma başlardım.Neyse zaten girdik konuya ben şimdi yardırayım.
       
         Minibüsçülerin bozuk para koyduğu koltuk diye bir şey var. Koltuk diyorum çünkü orayı genelde koltuk niyetine kullandırttırıyorlar. ''Abim gel sen buraya otur'' dediği an başka çaren yok oturacaksın. Orası bütün insanlarla yüzleştiğin bir yer. O gördüğün insanları bir daha unutamazsın çünkü o yolculukta istemeden de olsa defalarca kesişiyosundur. Oraya oturduğun vakit artık o minibüsün muavini de otomatik olarak sen oluyorsun. Minibüsün içinde oluşan o ticaret yolunun sonu sen olmuş oluyorsun.
       
         ATMlerle sevişen insan türü diye bir şey var.Abi yarım saat ne yaptın ya o ATMde twitter,facebook falan mı takılıyosun n'apıyosun ya hayır napıyosun yani? Diğer ATMlerden gelen dürtmelerin mi var ne bilim mention mu geldi ona mı bakıyosun? ATMyle pazarlık da yapıyor olabilirler tabi 20 lira çekecekken +Hocam şunu 25 yapsak olmaz mı? -Yok abi bize gelişi böyle vallahi bak hiç kazançla veriyorum inan ki. +neyse tamam ben diğer ATMleri de gezeyim geleyim o zaman hayırlı işler.

         Halı sahalara adam toplarken ''Kanka 1 adam eksik sadece'' kalıbı diye bir şey var. Bu söz halı sahalara adam toplarken kullanılması en muhtemel sözdür. Eğer adamın gelmeye niyeti çok yoksa hemen bu söz kalıbı devreye girer.Bu söze çok büyük ihtimalle ''Neyse ya tamam oynarım'' cevabı gelir ve şahıs kadro listesine dahil edilir.

        ''1 puanla kaçırdım yaaa hay ameke'' diye bir şey var. Ondan hiç bahsetmicem. O bir külttür. Bir öğrenci kazannılması gereken sınavı kazanamazsa kesin 1 (!) puandan kaçırmıştır. 1.1 bile değil 1 puan. Neyse ya bu gecelik de sona geldik. Bu yazı dizimin devamı gelcek dicem de her yazı yazdığımda aynı şeyi söylüyorum ama hala yazı dizim yok yazım var. Haydi mutlu kalın.

29 Mart 2012 Perşembe

VİZELERE ŞEMSİYEEE!!

       Bir şemsiye haftası daha bitti ama hala şemsiyeler açılmadı.'Yağmura şemsiye' diye şemsiye satan abilerin dikkatini çekmek isterim gelin üniversitelere vize ve final döneminde 'vizelere şemsiye' ya da 'finallere şemsiye' diye yardırın.Eğer açılmasa da biz alınır o şemsiyeler.
       Vize ve final ne demektir? Bu iki kavramın ortak noktaları vardır ilkinden bahsettik açılmayan şemsiyeler.İkincisi bu iki sınav döneminden önce okul başlarken bu acıyı tadan her öğrencinin söylediği gibi döneme ''Bu sefer günlük çalışcam olum, son hafta çalışılmıyo la'' diye başlanır. Gel gelelim ki bu cümle hiç bir zaman uygulanamaz. Yine yumurta totomuza kadar gelir kapıyı çalar ben geldim der biz de yardırırız not peşine çıkmış sorular peşine. Sonra her sınava son gün sabahlayana kadar çalışırız, birbirimize mail akışları,mesaj akışları,'kanka bunu nasıl yapıyoduk amk' soruları deli gibi akar durur.Sabah olur sınava gideriz Allah'a küsmüş bir sıfat ifadesiyle elde geceden çalışılmış notlar hala bir son dakikaya kadar çabalamalar falan ama sonu yine hep hüsran.
        Vize sınavı final sınavına girip girmeyeceğimizi belirler. Eğer vizeden iyi bir not alırsak finale yardırırız ama kötü almışsak o dersin finaline girmeyedebiliriz.Vizeden düşük aldığımızda ki genelde düşüktür 'olsun la daha final var amk' deriz kendimizi gaza getiririz ama hepsi fos.
        Final ise o güne kadar alınmış notların verdiği sevinci ya hüznüyle girdiğimiz sınavdır.Bütün çingen hesapları yapıldıktan sonra kaçla geçeceğimizi hesaplarız ve ona göre gireriz.Nitekim burdan ulaşacağımız tek bir sonuç var '' O şemsiye asla açılmayacak!!''

12 Mart 2012 Pazartesi

SIKILMAK !

      Bir insan evladı neden sıkılır? Sıkılınca neler yapar? Sıkıntı nasıl geçer? Bir de ses efekti verebilseydim bu her cümle arasında tam Ömer Çelakıl işi bir şey olacaktı ama idare edin siz arkaya kendiniz sesi koyun.
      İnsanlık tarihinin en büyük hastalığı sıkılmaktır. Bulaşıcıdır. Eğer sen sıkıldıysan o Allah'ına küsmüş surat ifadenle yanındakileri de seninle birlikte Emrah filmlerine doğru hayal yolculuğuna çıkartırsın.Yapma bunu yapma Volkan yaaa!
      Adem oğulları hiçbir şey yapamadıkları anda kendilerini bir anda sıkıntının kollarında bulur. Belki sıkılmıyordur ama o bunun farkında değildir o hiçbir şey yapmadığı için sıkıldım diye kendi kendini sıkar.
      Sıkılmayan insan var mı?  Flash Tv'de halay çekenler sıkılmıyorlar mı sanıyorsunuz? Onlar da sıkılıyor ama bu sıkkınlıklarını 24 saat halay çekerek gideriyorlar arada uzun havada söyleyip ağlanıyorlar. Peki ya izdivaçtaki insan kesimi. Onlar da sıkılmıyor sürekli bir gerginllik sürekli bir aksiyon bu aksiyonun,gerilimin tek sebebi o aradaki paravan.Bir de orada ön koltuklarda yapışık kalan çığırtkan teyzeler.
     Sıkılınca neler yaparız? Bunu da araştırmış isviçreli bilim harici herşeyi araştıran adamları. Ama ben kendi izlenimlerimi sunayım. Eğer kalabalık bir ortamda sıkılmışsan telefonunun tuş kilidine büyük bir aşkla bağlanırsın. Ayrılamazsın. Eğer minibüste sıkılmışsan bir de hava yağmurluysa camdan süzülen damlaları takip edersin nereye kadar gittiklerini. Derste sıkılmışsan eğer defterinin heryerine tahtadakileri değil de adını çok farklı şekillerde yazabilirsin.Eğer biraz zorlarsan Star Tv'nin logosunu bile yapabilirsin. Bazen yolda tek başına yürüdüğünde sıkıldığında imdadına müzik yetişir ve kulaklığını takarsın. O andan itibaren şarkının ritmine göre adımların hızlanır. Bazen kulağındaki şarkının klibini çekerken bulursun kendini. Bir de bütün insanlar sana sesleniyormuş gibi hissedersin kulaklıkla duyamadığın için hiçbir şeyi. Mesela şu anda sıkılmışsan bu yazıyı okuyor olacaksın.
        Teşekkürler haydi görüşürüz..

22 Şubat 2012 Çarşamba

ÇALMIIIIŞ!!

       Evet yine bir eurovision şarkı tanıtımı sonrası harekete geçmiş bulunmaktayız. Kaldı ki hala telafuzunu tam yapabilmiş bir ülke değiliz bırak şarkıyı, avrovizyon diyen var yurovizyon, örovizyon karar verin artık.
       Neyse Can Bonomo katılcağı açıklandıktan sonra klasik olarak eleştiri sağanağı başladı. İşte bu da kim yok olmaz , yok Murat Boz gitseydi bilmem ne Hande Yener gitseydi falan filan. Sertab Erener'den sonra Athena, Manga genel anlamda tutuldu ülkede. Herkes Can Bonomo'nun nasıl bir şarkı çıkaracağını merakla bekliyordu ve sonunda bu merak 'Love me back' le son buldu. Ve ''Balkanlardan gelen soğuk hava kütlesi'' kadar klişe olmasa da 'Bu şarkıdan bi cacık olmaz mk!' yazıları ve söylemleri heryerde yayılmaya başlandı.
      Ve benim en çok merak ettiğim bu sefer bu şarkı kimden çalınmış? Her sene yapılan şarkılar genelde çalıntı olduğu ve sözde sahipleri bütün programlara yayılıyor. Hayır yani sırf eurovision gelince piyasa bu şekilde çıkmayı planlayan elemanlar var. Yahu zamanında 'Rimi rimi ley' e bile ''Bu şarkıyı ben yaptım,benden çaldılar'' diyen çıktı.Ben o şarkıyı yapsam bir daha bırak şarkıyı notalardan hiçbirini ağzıma almam.İllaki bu şarkının da garip bir sahibi vardır. Artık merakla bu şarkının kime ait olduğunu öğrenmeyi bekleyeceğiz(!) .
     

20 Şubat 2012 Pazartesi

O DEĞİL DE!

        Dünya'nın oluşumundan bu yana evrendeki en problemli insan tipi 'O değil de' ile yaşayanlardır. Şöyle ki;
        Bir arkadaş ortamında oturduğunda bir espri yaparsın herkes güler ama o asla gülüp geçmez üstüne bir şeyler katmaya çalışır katabildiğince. Bu bitmek bilmeyen reaksiyon da 'O değil de' diye başlar. Bu her ortamda karşılaşabileceğimiz canlı türü sanal ortamda da karşımıza çıkar. En çok facebookta çıkar twitterda az rastlanır. Facebookta durumunuza bir şey yazdığınızda hemen bu canlı türü onun altına o yaptığınız esprinin türevi olarak bir espri yapar ve o durum orada mal gibi kalır. Yahu beğen geç ne uzatıyosun ki. Dikkatleri üzerine topladığında ise hiçbir şey yapmamış gibi ortadan kayboluverir. Sen de mal gibi kalırsın gülmek zorundasın o anda.
      Bir ortamda yaptığın espriye herkes gülerken o kahkaların arasından yükselen bir 'O değil de' sesi bütün kahkahaları bir anda söndürüverir ve herkesi o tarafa doğru çeker ve ardından bir espri yaparak seni gömer mal gibi kalırsın hiçbir şey de diyemezsin. Bakarsın, içinden bir küfür edersin sonra el mahkum gülersin.
      Bu neye benzer, bu garsonu çağırmak için salladığın eli garsonun görmeyip onun haricindeki herkesin görmesi senin o alaycı bakışlara maruz kalman gibi. Kafanı kaşırsın sanki el sallamıyormuş gibi. Yavaşça önüne dönersin telefonunun tuş kilidini açıp kapatırsın. Çaktırmadan etrafa bakarsın ki acaba hala bakıyorlar mı diye.
     Bu elim ve vahim duruma bizi iten 'O değil de' insan türü var oldukça bu durumlar her zaman yaşanacaktır.
      Saygılarımla..

18 Şubat 2012 Cumartesi

KOSLA OKSİ EKŞIN

    Geçenlerde aklıma geldi.Yahu şu kosla oksi ekşıncı abiler vardı piyasada.Teyzeler tam çamaşır makinesini açacakken laaaps diye ortaya çıkıverirlerdi hani.Ellerinde de nerden buldularsa bembeyaz bir t-shirt ama vişne,yağ ve çamur lekesi olmazsa olmaz t-shirtte.Ben bir ara kıyafet satan yerlerde ''Kosla oksi ekşın'ın kirli t-shirt'ü gelmiştir'' falan göreceğim diye korktum.Bizim milletimiz bu konuda üstaddır.'Fatmagül'ün yeleği', 'Hürrem kıyafeti' falan zaten bu konularda yeterince tecrübe edindik. Neyse nerde kalmıştık he işte bu teyzeler tam çamaşır makinesini çalıştıracakken laaps diye kosla oksi ekşıncı abiler damlarlardı. ''Lekeleriniz çıkmıyor mu? Bir de yeni anti bilmem ne zartingen zurtungen etkili Kosla oksi ekşın'ı deneyin''. Bir de yanlarında leğen de taşıyorlardı galiba hemen ellerindeki t-shirtü leğene sokarlardı çıkartırlardı ''Bakın ne kadar da etkili'' diyerek sırıtırlardı. Ulan güzel hoş tamam da benim aklım şeyde kaldı. Bu abiler nasıl bu evlere giriyorlar? Teyze makinenin başında e zil falan da çalmıyor laap diye ortaya çıkıyorlar. Hayır elinizde maymuncukla mı dolaşıyorsunuz? Hırsızlık yapıyosunuz da bunu Kosla oksi ekşınla mı örtmeye çalışıyorsunuz? Bir de kirletenler hep çocuklar olmasın büyükler de kirletiyor geçende üstüme çilek reçeli döktüm aklıma direk kosla oksi ekşındaki abi aklıma geldi.Dedim atayım şunu şimdi çıkar gelir falan bir de onunla uğraşmayayım. 
          Hadi eyvallah..